Sık Dikim Zeytinde Yeni Çeşitler
Doksanlı yıllardan günümüze dek, bağcılık ve meyve yetiştiriciliğine özgü bir model kabul edilen, sıra üzeri hasat makineler ile, ürünün mekanik olarak toplanması tekniğinin, sık dikim zeytin yetiştiriciliğinde de kullanılması, ikinci «Zeytin devrimi»ni başlatmıştır. Aslında, ağaçlar arasında bırakılan boşluğun az olması (120-200 ağaç/dekar), ağacın erken mahsul vermesi (3. yıl), ve dördüncü-beşinci yıl civarı, en az 0,8-1 ton/dekar miktarında zeytin elde edilerek üretimde istikrarın sağlanması, uzunluğu 3 metreyi ve taç genişliği 1.5 metreyi geçmeyen ölçüleriyle bir bitki duvarı oluşumuna izin vermesi ve dikdörtgen bir çerçeve içine (3,5-4,0m X 1.3-1.5 m) dikiliyor olması özellikleri ile, sık dikim zeytinlikler, modern bir üzüm bağına benzer.
Hasat makinesinin uygun kullanılması ve etkin işleyişi için gövde yerden 50 cm yükseklikte ve dalsız olmalıdır. Birinci jenerasyon zeytinliklerde, çitlerin içinde (fotoğraf no 1) (SHD) merkezi lider formu esastır: burada, zeytin ağacı, 2,5 metre yüksekliğe ulaşana kadar kesilmeyerek dikey olarak büyür
ve etrafında aynı uzunlukta dalların serbestçe büyümesine izin verilir. Son yıllarda gündeme gelen Smarttree adlı format, sık dikim tekniği ile, ikinci jenerasyon zeytinlikleri gündeme getirmiştir. (SHD 2.0) (Fotoğraf no 2.)
Bu yetiştirme sisteminde, budama da dahil olmak üzere, zeytincilik uygulama işlemlerinin tam bir mekanizasyona ulaşması amaçlanmaktadır. 50 cm boyundaki tüplü fidanlara tepe kesimi uygulanır, böylece, büyümede, tepeden uygulanan tepe filiz baskınlığının ortadan kaldırılmasıyla şunlar elde edilir: (i) yan filiz gelişimi, (ii) hızlı dallanma ve (iii) aynı dikimden itibaren mekanik olarak uygulanabilecek tamamen homojen, bitki kaynaklı serbest bir duvar oluşumu sağlanır.
Bu yeni sistem, aslında, herhangi bir özel destek (tel direk) yapımı gerektirmez ve zemine sabitlenmiş 90 cm uzunluğundaki basit bir bambu kamış, destek vazifesi görür; böylece dekar başına işçilik masrafları da azalır. Budama, tepe (topping) ve yan (hedging) kesim, şekil budaması da tamamen mekanik olarak gerçekleştirilir. 1994’te zeytinliklerde uygulanan ilk çit modelinde, sırasıyla Arbequina ve Arbosana olmak üzere iki zeytin çeşidi ile çalışılabileceği görülmüştür. 2001 yılından bu tarafa Bari Üniversitesi araştırmacıları tarafından İtalya’da gerçekleştirilen bu araştırmalar, daha fazla zeytin çeşidinin, sıra üzeri hasat makineleri ile mekanik hasata uygun olup olmadığını saptamak amacıyla yapılmıştır. Şu ana kadar üzerinde çalışılan İtalyan çeşitleri maalesef öncelikle orta-yüksek sürme gücünden dolayı sisteme kısıtlamalar getirmektedir. Bunlar, genç bitkiler de dahil bitki örtüsüne büyük zarar verdiği gibi üretime girişte kabul edilemez gecikmeye ve çit idaresinde büyük bir zorluğa neden olmaktadır. Bununla birlikte, bazı İtalyan genotiplerin, duvarın üretken ve vejetatif performansı açısından çeşitlerin yeni yetiştirme sistemine uyum sağlama yetenekleri konusunda umut vadeden bilimsel kanıtlar mevcuttur. Ancak bu yeni İtalyan zeytin çeşitlerinin tanıtımını yapmadan önce en az beş yıllık deneme süresinin tamamlanmasını beklememiz gerekmektedir. Şu an için, bu tür genetik özelliklere sahip olduğu bilinen ilk çeşitler, İspanyol Arbequina, Arbosana, Sikitita, Oliana ve Yunan Koroneki’dir. Dünyadaki, sık dikim zeytin bahçelerinin %90’dan fazlasında bugün Arbequina ve Arbosana yetiştirilmektedir.
Dünya üzerindeki sık dikim alanlarının %65’ini Arbequina oluştururken, Arbosana’nın yetiştirildiği sık dikim alanlarının oranı %25 olarak hesaplanmıştır. 2016 verilerine göre, İtalya’daki sık dikim zeytinliklerin neredeyse üçte ikisi, Puglia’da bulunmakta (Fotoğraf no 3) ve 6.000 dekardan fazla sık dikim alanında Arbequina ve 3.000 dekar civarı alanda Arbosana ve kalanında da Koroneiki yetiştirilmektedir. Bununla birlikte, farklı genetik geliştirme programlarının tanıttığı yeni çeşitliliklerinin girişiyle yelpaze hızlıca genişlemektedir.
Sık dikim yetiştiricilik sistemlerine uyarlanan çeşitlerin oluşturan ortak biyo-agronomik özellikler şunlardır:
• Düşük sürme gücüne sahip
• Kompakt yapı
• Üretime erken giriş
• Yüksek verim potansiyeli
• Yağının kalitesi
• Abiyotik strese dirençli (soğuk, kuraklık, tuzluluk)
• Biyotik strese dayanıklılık (sinek, yaprak lekesi, lepra)
Bu özelliklerin tümü, sık dikim sistemleri için uygun çeşitlilik yelpazesinin genişlemesi için gerekli ve çiftçilere daha geniş bir şeçim şansı sunmak için son derece önemli olan, zeytinin genetik açıdan iyileştirilmesinin amaçlarını temsil etmektedirler. Son yirmi yıl boyunca İtalya’daki geliştirme çalışmaları yüksek yoğunluklu sistemde iki yeni çeşidin uygun olduğunu gözlemlemiştir.
Agromillora ve Bari Üniversitesi arasındaki genetik iyileştirme programı birçok farklı çeşit adaylarını ortaya çıkardı. Bunların arasında OAC-10 Lecciana olarak değerlendirilmiştir (Fotoğraf no 4.). Arbosana ve Leccino nın melezlenmesi ile elde edilmiştir.
• Arbosana ve Arbequina arasında orta-düşük sürme gücünde
• Dik ve oldukça kompakt yapı
• Üretime erken giriş, 3. yıl
• Yüksek çiçek tutumu (%5)
• Meyve büyüklüğü arbequina’dan büyük (3 gramdan fazla)
• Arbequina gibi ağaç başına yüksek üretkenlik
• Mekanik hasatta minumum zarar görülür, Arbosanadan daha az
• Sınırlı dal hasarı, Arbosanadan düşük, Olianaya benzer
• Arbosanaya benzer Zeytin sineğine orta-düşük hassasiyettedir.
Lecciananın arazide tozlayıcıya ihtiyacı olmadığı gözlemlenmiştir. En uygun toplama dönemi epikarpın değerinin %50’sine karşılık gelen zamandır (pigmentasyon indeksi 2). Bu da Puglia’da genellikle Kasım ayının ikinci haftası ile Aralık ayının ilk haftası arasında denk gelir.Hasatın bu aşamasında meyveler şu özelliklere sahiptir.
• İyi bir meyve eti kalınlığı (4 N civarı), ki bu mekanik hasat
zararını azaltır.
• Meyve ağırlığı 3,5 gram civarı ve minimum düşme endeksinin
gram başına düşüktür. Mekanik hasat verimliliği yüksektir.
• %15 -20 yağ verimi.
Hasat zamanında elde edilen Lecciana yağı, mükemmel duyusal ve kimyasal özelliklere sahiptir. Özellikle asitliliği %0,3 civarındadır ve meyvemsi, acı ve ekşilik ortalaması yüksektir (4). Ayrıca 450 ppm’den daha yüksek olan Lecciana yağındaki yüksek polifenol içeriğinin altını çizmek gerekir. Bu, sadece aranan organoleptik özellikleri vermekle kalmaz, aynı zamanda Lecciana yağlarının raf ömrünü de uzatır ve EFSA sağlık özellikleri bildirisine göre gerekli koşulları karşıladıkları için nutrasötik yağların çıkarılmasına izin verir.
İtalya’da ve özellikle Puglia’da zeytin yetiştiriciliğiin önemi göz önüne alındığında, sık dikim bu sektörü etkileyen sorunları azaltmak için kullanılabilecek olası çözümlerden biri gibi gözükmektedir.
Lecciana, gerekli olan hem bitkisel kaynaklı hem de reprodüktif parametrelere sahip, mükemmel organoleptik ve nutrasötik özelliklerde yağlar üreten, çit sisteminde zeytin yetiştirilmesine uygun, İtalyan kökenli ilk genotiptir.